Tuesday, February 20, 2007

"Yoğun ve bilinçli bir içsel hayatı olan hiç kimse, zihinsel acı ve ıstıraptan azade olmayı umut edemez. Şeylerin sonsuza dek iyi gitme arzusunun yerine gelemeyişinden duyulan keder ve çaresizlik, hayatımız boyunca bizi bırakmayan kalıcı duygulardır...Bu tür duyguları koşullandıran şey varlığımızın ta kendisidir; daha doğrusu varoluşumuzda bize eşlik eden bin türlü müşfik ve hoyrat ipliğin bir arada dokunmuş halini yansıtırlar. Yaşadıkça bu gerçeğin farkına varmamız mutlak bir zorunluluktur..." Emma Goldman *
* Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir'den. Agora Kitaplığı 2006, çeviri: Necmi Bayram, syf:34-35


Bu noktadan hareketle,
Umut konusunda; yukarıda bahsi geçen "farkındalık" ve "zorunluluk" üzerinden gidelim ve bunu tarifini içimizde sürekli yapmaya çalıştığımız ve eyleme geçirilmiş bir pratige dökme çabasıyla taçlandıralım. O zaman bu fani çabamız biraz olsun işe yarayacaktır. B.K
.



No comments: